30 Aralık 2012 Pazar

Cingıl Bellz Cingıl Bellz: Yılbaşı Gecesi Ne Yemeli Ne İçmeli?


Yılbaşı, adı üstünde asıl eğlence 12'den sonra başlıyor. Yani uyku düzeni, sindirim alt üst oluyor. Şimdi gelelim yılbaşı gecesini en hafifi şekilde nasıl atlatırız'a...



Sabah kalkma zorunluluğu olmayanlara fazla erken kalkmamalarını öneririm. Unutmayın gece genç, uyku size daha çok lazım olacak:) Enerjiinizi depolayabildiğiniz kadar depolayın.

Güne sıkı bir kahvaltıdan önce 1 bardak oda sıcaklığında suya 3-4 damla limon damlatıp içerek başlayın. Bunun sırrını çoğunuz biliyorsunuzdur artık, önceki günden kalanların bağırsaklarınızdan atılmasını kolaylaştıracak. Yani vücudunuzun kontak anahtarını çeviriyorsunuz bir nevi ona su vererek:)

Kahvaltıda hamur işi, krep gibi ağır şeyler tüketmeyin. Nasıl olsa bütün gece bunlar çeşit çeşit olacak masanızda. O nedenle kahvaltıda mutlaka 1 bardak süt tüketin. Yumurta, peynir zeytin ve yeşilliği de ihmal etmeyin. 2 dilim ekmek tüketebilirsiniz, beyaz siyah sizin tercihinize kalmış ama 2'nin üzerine çıkmayın derim.

Kahvaltının üzerine mutlaka 1 bardak yeşil çay ile takviye yapın. Ayrıca gün içinde içeceğiniz 2 litre su, hem sindiriminizi kolaylaştıracak, akşam alkol tüketeceğiniz için çok su kaybedeceksiniz, o nedenle bunu yerine koymaya şimdiden başlamak lazım değil mi? Cildinizi gerginleştirmesi de cabası! Unutmayın dünyanın en usta ellerine bile makyajınızı yaptırsanız, altında güzel bir cilt yatmıyorsa ne fayda! Işıl ışıl parlamak istiyorsanız kendinizi su-yeşil çay ikilisine bırakın derim.

Hazırlanmak için daha çok vaktiniz var, kahvaltıdan 1-2 saat sonra 1 saatlik tempolu bir yürüyüşe çıkabilirsiniz.     Veyahut yüzme, fitness yine aynı şekilde yardımcı olacaktır. Hem de akşam ayakta uzun saatler geçirebilme ihtimalinizi göz önünde bulundurun, vücudunuzu harekete hazırlayın.

Öğle yemeğinde fazla kaçırmayın ölçüyü. Akşama mideniz dolu olmasın ki özenle yapılmış yemeklerden tadabilin. 1 kase çorba, ki kış aylarında en ideali, yanında 1 tabak salatayı bol limonla/sirkeyle tatlandırarak tüketebilirsiniz. Ekmeksiz yemeye çalışın mümkün olduğunca ki fazla doygunluk hissetmeyin.

Yavaş yavaş hazırlıklar başlıyor! Akşam üzeri saat 16.0-17.00 gibi hazırlanırken bir taraftan bir adet yeşil elma yiyebilirsiniz. Hem midenizi alkole hazır tutar, hem de yemekler nerde kaldıı yahuuu diye gözünüzün dönmesini engeller:)

Eveet! Şimdi geldik yılbaşı yemeğine. Önünüzde birbirinden güzel mezeler, içkiler, en güzeli de birçoğunuzun masasında hindi var. Bu gece yemek yerken aklınızda şu olsun; ''sanki daha önce hiç yemedim''. Evet. Örneğin patates kızartması yiyorsunuz, hayatınızda ilk defa yiyormuş gibi davranıp küpüne girmenize gerek yok. Daha önce kaç türlüsünü yediniz çünkü. Bilmediğiniz şey değil. Sadece ev sahibine fikir beyan etmek adına tadına bakmanız sizin için faydalı olacaktır. 

Gelelim en önemli meseleye, alkole. Yılbaşı gecesi de içmeyeceksek ne zaman içeceğiz? dediğinizi duyar gibiyim. Keyfiniz öyle istiyorsa, elbette alkol tüketeceksiniz. Sonuçta yılbaşı senede 1 gün geliyor. Onda da kendimize katı kurallar koymaya gerek yok. Çünkü büyük bir çoğumuz o geceyi midemize zehir edip ertesi gün hepten beter koyveriyoruz. Yılbaşı gecemiz de elimizden uçup gidiyor.  Öncelikle, eğer seviyorsanız, şarap öneririm.  Faydalı olan tek içki çünkü. İki kadeh keyif yapayım hem de fayda sağlayayım diyorsanız kırmızı şarap ideal! 

Gençler genelde bira/votka/tekila tercih ediyor. Hatta birçoğu eve gidince kokmayayım diye votkadan vazgeçemiyor:) Votka tüketecekseniz eğer, limonla, portakalla, vişneyle yani meyve sularıyla tercih edin mümkünse. Votka-enerjiye hayır! Enerji içecekleri yapay, ne idüğü belirsiz kafein bombaları çünkü. Hiç gerek yok.

Biranın da ne denli kalorili olduğunuz biliyoruz ama bir gecelik bunu düşünmeyin eğer çok seviyorsanız. Ama yine de 4-5 taneden fazla içmeyin derim. Bir de sızma riski var üstelik:)

Sigara tüketimine gelince... Eğer içiyorsanız, üstüste tüketimlerden kaçının. Peşpeşe en fazla 2 adet içmelisiniz. Fazlası, akut nikotin zehirlenmesine kadar gidiyor. 

Uzun lafın kısası, gecenizi berbat etmek istemiyorsanız hiçbir şeyin ölçüsünü kaçırmayın. Unutmayın yılbaşının amacı yemek yemek değil, hep birlikte olmak, dilekler dilemek, yeni yılı ailemizle karşılamak:)



Sağlık Sayfam hepinize şimdiden güzel bir 2013 diler, mutlu kalın, sağlıklı kalın! :)

Ramazan'da Sağlık Önerileri Dikkat!



Yemek yemeye alışmış bedenimizden birden yeme içmeyi kesme sindirim sitemleri üzerinde çeşitli kasılmalara neden olur.Aç kalmamak için sahurda yenilen aşırı derecedeki yiyecekler kilo almaya neden olabilir genelde ramazan ayında kilo verildiği kanısı hakimdir oysa yeme içmelerine dikkat etmeyen kilo almaya meyilli vücutlar kilo alabilirler.
İşte kilo almaya meyilli insanların Ramazan'da dikkat

DENİZDE BOĞULMANIN ACI GERÇEĞİ





Bunaltıcı yaz ayları ile beraber insan ruhunu kaplayan ve önlenemez serinleme arzusunu hepimiz biliriz, o bildik serinleme arzusu  ile birçoğumuz kendimizi bir su kenarında buluruz. Yaz ayları ile beraber suda boğulma  olaylarında da maalesef büyük bir artış olur. Bu konuda uzmanların uyarılarının hayati önem taşıdığını unutmamak gerekir. Boğulma düşündüğümüzden de çok daha kısa sürede ve

Zararlı Güneşe Karşı Yeşillik Yiyin





Güneşin zararlı etkilerinden korunmayı sağlayacak antioksidan vitamin ve minarellerin başında A,C ve E vitaminlerinin yanında selenyum ve çinko gelir. Yaz ayı ile birlikte ultroviyole işınların daha yoğun bir şekilde maruz kalındığı bunun yaşlanmayı hızlandırdığı gibi kanserede yol açtığını düşünürsek cilt ve vücut sağlımız için almamız gereken vitaminlerin zorunluluğunu aşikardır.


Bu

22 Aralık 2012 Cumartesi

Doğadan Plus Bitki Çayları

Doğadan'ın bitki ve meyve çaylarını içmemiş olanınız yoktur. Senelerdir gözümüz kapalı tükettiğimiz, oldukça güven veren ve bitki-meyve çayları konusunda kendini kanıtlamış bir marka Doğadan. Son zamanlarda sıkça mailler, sorular almaya başladım. Doğadan Plus diye bir şey çıkmış, tıbbi kullanım alanları varmış, nerede satılır, nedir ne değildir diye. Biraz internet araştırması yaparak biraz da eczacılara danışarak bilgi sahibi oldum. Sizi de tıbbi endikasyonları ve içerikleri konusunda aydınlatmak istedim.

Doğadan Plus çaylar, marketlerde satılmıyor. Sadece eczanelerde ve bazı online alışveriş sitelerinden edinebilirsiniz. Aynı zamanda drajeleri de var Doğadan Plus'ın. Çantaya atıp yeri geldiğinde ağza atmalık, oldukça pratik buldum.






6 çeşit çayı, 5 çeşit de drajesi var. Önce, asıl merak konusu olan çaylara bir bakalım: 1 kutunun içinde 20 poşet çay var. Yazdığına göre katkı maddesi içermiyor, tamamen doğal. Direkt tedavi değil, adjuvan, yani destekleyici olarak kullanıldığını da unutmayalım. Yani sorununuz neyse, buna sadece çaylarla deva bulmanız pek olası değil tabii ki.


Lactate: İçinde anason, rezene, frenk kimyonu, melisa, ısırgan ve limon otu var. Rezene ve melisanın sakinleştirici, yatıştırıcı etkisi olduğu zaten su götürmez bir gerçek. Ama asıl etkisi, anne sütünün artmasına yardımcı olmak. Biliyoruz ki bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü içmesi, su bile içmemesi gerekiyor. Sütü az gelen, emziremeyen annelere destekleyici bir çözüm olabilir.





Diabexin: İçinde zeytin yaprağı, krom, tarçın ve dut yaprağı var. Adından da tahmin edebileceğiniz gibi diyabet hastalarının kullanabileceği bir çay. Tarçının kan şekerini dengeleyici etkisini duymayanınız kalmamıştır. İhtiyacınıza göre tüketi miktarını ayarlayabilirsiniz.






Brotect: İçinde sulforafan glukosinolat(SGS), brokoli tohumu ekstresi, yeşil çay ve limon kabuğu var. SGS, vücudun kansere karşı direncini artırırken, brokoli ve yeşil çay da bilinen en iyi antioksidanlardan olduklarından, kanserden korunmak için etkili bir çay Brotect. Farkına varmadan bir sürü kanserojen maddeye maruz kaldığımız için, ben de bu çaydan düzenli olarak tüketiyorum. En sevdiğim yanı, hiç sevmediğim bir sebze olan brokolinin tadının ağzıma gelmemesi. Limonlu yeşil çay tadı alıyorum içerken. Kansere açtığım savaşta en büyük destekçilerimden bir tanesi.





Relaxive: İçinde passiflora, sarı kantaron, valerian, melisa ve papatya var. Bu saydığım maddelerin hepsi sedatif etkili. Yani misler gibi bir uyku uyumanıza yardımcı maddeler. Aynı zamanda özellikle passiflora olmak üzere huzur verici, rahatlatıcı, dikkat toplamaya yardımcı etkileri de mevcut.







Proflu: İçinde vitamin C, mürver meyvesi, zeytin yaprağı, zencefil, ekinezya, adaçayı, karabiber, limonotu, limon kabuğu, melisa ve kır iğdesi var. Bu bitkileri duyduğunuz an ''grip'' lafı zihninizde çoktan beliriyor zaten. Gripten korunmak, gribe yakalanmışsanız semptomları hafifiletmek için tercih edebilirsiniz.






Allergenol: İçinde çörek otu, zencefil, ısırgan, şahtere, limon otu ve melisa var. Adından da anlaşılacağı üzere allerjik bünyelerin kullanabileceği bir çay.







Gelelim drajelere. Öncelikle şunu söylemeliyim ki drajelerin hepsi şekersiz. Bunları da sadece eczanelerden temin edebiliyorsunuz. Drajeler de; nane-karanfil, ekinezya-zencefil, ıhlamur-bal-zencefil, ada çayı-ökaliptus ve passiflora-melisa olmak üzere 5 çeşitten oluşuyor. Passiflora ve melisa içeren drajeleri uykusuzluk, huzursuzluk gibi sorunlarınız için; diğerlerini de gribin öksürük, balgam, boğaz ağrısı gibi semptomlarını azaltmak için kullanabilirsiniz.




Sağlık Sayfam sağlıklı, mutlu bir 2013 diler!

15 Kasım 2012 Perşembe

2012-2013 Sonbahar-Kış Sezonu Makyaj Trendleri

Kasımı yarıladığımız şu günlerde, kış mevsiminin soğuklarını dalga dalga hissetmeye ''amaan bu ne biçim rüzgar'' diye söylenmeye şimdiden başladık bile. Her renk, her makyaj stili, her mevsime ayrı ayrı yakışıyor. Yazın cıvıl cıvıl havalarında kullandığımız tonları kışın karamsar havalarında kullanmak epey garip kaçabiliyor. Bu nedenledir ki; sezonun hit renklerine, birbirinden güzel makyaj stillerine birlikte göz atalım diyorum.


Mükemmel bir makyajın olmazsa olmazı elbette mükemmel bir cilt. Kış mevsimine cildinizi nasıl hazırlamanız gerektiğine de şuradan ulaşabilirsiniz.






-Toz pembe yanaklar: Allık, her makyajın olmazsa olmazı. En renksiz suratı bile canlandıran vazgeçilmez makyaj ögesi. Bu kış, yazın pek sevdiğimiz şeftali, bronz gibi tonlardan vazgeçip, pembelere geri dönüş yapıyoruz. Fazla kaçırmamak şartıyla, spordan yeni çıkmış gibi doğal ve sağlıklı bir görünüm verecek şekilde elmacık kemiklerimizi şenlendiriyoruz:)












-Dumanlı gözler: Hepimizin bildiği, vazgeçemediğimiz ''smokey eyes'' diye adlandırılan dumanlı göz makyajını bu kış mürdüm, bakır, kahverengi tonları ile yapacağız. Gözleri olabildiğince vurgulayıp ön plana çıkararak seksi bakışlara merhaba diyeceğiz.













-Kanlı dudaklar: Bu sezon dudaklarda vişne çürüğü, kiraz, kan kırmızısı gibi koyu renkler moda olacak. Fakat şuna kesinlikle dikkat etmeliyiz; koyu ve dikkat çekici göz makyajı yaptığımızda dudaklar sanki hiçbir şey sürülmemiş gibi sade olmalı. Gözlerle dudaklar öne çıkma yarışına girmemeli. Yani iki trendden birini aynı makyajda tercih etmelisiniz.










-Kedi gözler: ''Kedi göz'' dediğimiz makyaj, eyeliner ile ustaca kıvrımlar yapılarak gözleri çekik ve büyük gösteriyor ve oldukça etkileyici bakışlar kazandırıyor. Son birkaç yıldır severek uyguladığımız bu trendden bu kış da vezgeçemeyeceğiz. Özellikle gece makyajının olmazsa olmazları arasında yerini alacak. Ayrıca renkli eyelinerlara da sıkça rastlayacağız bu kış. Aman dikkat; Amy Winehouse'un bile 1 haftada tüketebileceği miktarda eyeliner'ı yüzümüze boca etmeyelim; çizginin kalınlığını dozunda bırakmaya özen gösterelim.






Toparlarsak; bu sezon ''nude'' yani çıplak, hiç yapılmamış gibi duran bir ten makyajı ile beraber olabildiğince koyu renk gözler göreceğiz. Yani dikkatleri bakışlara çekme kışı olacak bu kış. Dudakları da, eğer koyu renk göz makyajı yapmamışsak, oldukça koyu ve dikkat çekici tonlarla renklendireceğiz. Ayrıca bu sezon kalın kaş revaçta olacak. Kalından kastım, iplik gibi alınmış kuaför kaşından uzak, fazla müdahale yapılmamış, doğal görünümlü kaşlar. (Ece Sükan'ınki kadar uzun boylu da değil, orada bir anlaşalım.)

Sağlık Sayfam hepinize sağlıklı, renkli, mutluluk dolu bir kış diler!

12 Kasım 2012 Pazartesi

Cildinizi Kışa Hazırlayın

Yaz aylarını, elde ettiğimiz hafif bronzluk ile kusurları kısmen kapatarak, koruma faktörlü kremler kullanarak, hafif makyajla atlatıyoruz. Fakat kış aylarında; yazdan kalma güneş lekeleri oluşmuş, güneş görmekten kurumuş ve rüzgarlı sert kış mevsimiyle daha da yıpranacak cildimize daha çok özen göstermek durumundayız.

Cildinizi kışa hazırlamak için neler yapmalısınız?

-Peeling: Gerek mevsim geçişlerinde artış gösteren akneler oluşacak, gerekse soğuk hava şartlarının etkisiyle yıpranacak ve lekelenebilecek cildinize haftada en fazla 2 kere peeling yapıp ölü derilerden arınmalısınız. Dilerseniz bir dermatoloji uzmanına danışarak kimyasal peeling de yaptırabilirsiniz.

-Temizleme ve Tonik: Yüzünüzü iyice temizledikten sonra mutlaka cildinize uygun bir tonikle gözenekleri sıkılaştırmalısınız.
(Kuru ve hassas cilde sahip olanlar, içerisinde alkol ve salisilik asit bulunan ürünlerden kaçınmalılar.)

-Nemlendirme: Mevsimlerden kış diye nemlendiricinin dozunu fazla kaçırmak yağlanmaya ve gözeneklerin tıkanmasına neden olabilir. Cildinize sabahları makyajdan önce, akşamları da makyajı temizledikten sonra olmak üzere her gün 2 kere aksatmadan nemlendirici uygulamalısınız. (Yağlı cilde sahip olanlar su bazlı ürünleri, kuru ve hassas cilde sahip olanlar ise yağlı ürünleri tercih etmeliler.)
Ayrıca, kış aylarında kullandığınız kremler de güneş koruma faktörü içermelidir. Güneşin zararlı ışınlarından sadece yazın korunmak gerektiği hurafeden ibarettir.

Bunlara ek olarak, sürekli açıkta olan ellerinizi ve dudaklarınızı da nemlendirmeyi ihmal etmemelisiniz.

-Vücut Temizliği: Kış aylarında da olsak duşlar aşırı sıcak suyla yapılmamalıdır. Sıcak suyla duş almak, saçların daha çabuk yağlanmasına, cildin yıpranmasına ve göğüslerde sarkmalara neden olur.

Tüm bunların yanında, en önemlisi vücudu içten beslemektir. Günde en az 2 litre su tüketmeli, besinlerden bol vitamin ve omega-3 yağ asitleri almalı, yeteri kadar alamıyorsanız haplar ile vücudunuzu desteklemelisiniz. Gerek bakımlı olmak gerekse bağışıklık sisteminiz, güçlendirmek adına bunlar göz ardı edilemez unsurlar.

Sağlık Sayfam hepinize depresyonsuz, mutlu bir kış mevsimi ve sağlıklı günler diler!








14 Ekim 2012 Pazar

Güzel Bir Görünümün Olmazsa Olmazı: Bembeyaz Dişler

Tonlarca para dökülen kremler, cilt bakımları, rujlar, kalemler... Cildimizde kusurlu olan her yeri makyaj hileleriyle kapatabiliyoruz, dişler hariç! Mükemmel görünmenin, bir gülüşle karşınızdakini etkilemenin yolu ışıl ışıl parlayan, bembeyaz dişlere sahip olmaktan geçiyor. Peki mükemmel dişlere sahip olmak için ne yapmalı, nelerden kaçınmalı, nelere dikkat etmeli?

Öncelikle dişleri sarartan unsurlara değinelim;

-Gün içerisinde çay ve kahvenin aşırı tüketimi dişlere oldukça zarar veriyor.

-Asitli içecekler, özellikle kola, diş minelerini zedeleyebiliyor.

-Bilindiği üzere, sigara kullanımı da dişleri oldukça sarartıyor.


Elbette öncelikle bu 3 maddeden uzak durmak gerekiyor. Peki bembeyaz dişlere sahip olmak için püf noktaları neler?

-Dişlerinizi ve sabah kalktğınıza ve gece yatarken mutlaka fırçalamalısınız. Karbonat içeren, ekstra beyazlatıcı diş macunlarını piyasada kolaylıkla bulabilirsiniz. Ayrıca diş ipi de kullanmanız da fayda var.

-Çoğunlukla atlanır ve dayanması zordur ama; dilinizi de mutlaka fırçalayıp üzerindeki plak tabakasını atmalısınız. Dilinizi fırçalamadan tam anlamıyla ferah bir nefese kavuşamazsınız.

-Yemekten kalktıktan hemen sonra dişlerinizi fırçalamak diş minelerinize zarar verebilir. En az 1 saat geçmesini beklemelisiniz.

-Elma, havuç, çilek, kereviz gibi yerken dişleri temizleyen ve aynı zamanda beyazlatan besinler tüketebilirsiniz.

-Haftada 2 kez olmak üzere diş fırçanıza karbonat döküp dişlerinizi fırçalayabilirsiniz.

-Sabahları elma sirkesi ile gargara yapabilirsiniz. Elma sirkesi beyazlatıcı özelliği yanında, karbonat ile karışırılırsa diş macunu özelliği kazanır.

-Portakal kabuğunun beyaz kısmı ile dişlerinize hafifçe masaj yapıp beyazlamalarını sağlayabilirsiniz.

-Yarım çay bardağı suyun içerisine bir kaç kaşığı karbonat ekleyerek evde kendi ağız gargaranızı yapabilir, plak ve çürük oluşumundan korunabilirsiniz.


Bembeyaz dişlerin yanında, ferah bir nefes de olmazsa olmaz. Nefesimizi verip koklamaya çalışırsak kötü bir koku varsa bile anlayamayız. Çünkü nefes kokumuz hep bizimle olduğu için burnumuza garip gelmez. Nefesinizin gerçek kokusunu öğrenmek için, dilinizle elinizi yalayın ve sonra koklayın.

Eğer kötü bir nefes kokunuz varsa ve diş fırçalayamayacak bir ortamdaysanız, mutlaka yanınızda naneli ağız spreyleri, sakız veya karanfil taşıyın.

Sağlık Sayfam sağlıklı, mutlu günler, güzel gülüşler diler...







11 Ekim 2012 Perşembe

Manyetik terapi

Manyetik terapi 



 Manyetik terapi,manyetik alan gücünün organizmamıza iyileştirici etkisidir. Organizmadaki hücre ve dokuların biyomanyetik zarla çevrili olduğu saptanmıştır. Bu zar organizmamızı çevremizde bulunan manyetik alanların zararlı etkilerinden korur. Dünyanın manyetik alanı gücünü kaybetmektedir. Bu süreç, uygarlığımızın olumsuz etkileri ve kentleşmenin büyümesiyle daha da artar ve güçlenir. Bizler beton blokları arasında yaşamaya çalışırız. Sağlığımız için zararlı elektromanyetik faktörler ve dışavurumlar (televizyon, bilgisayar ve monitörler) organizmamıza olumsuz etki eder. Azalan manyetik alan gücü insan organizmasının normal işleyişini sekteye uğratır. Bunun bir çok olumsuz etkisi olabilir. Zayıf organizmanın çeşitli hastalıklara karşı direnci azalır. Bu da insan organizmasının daha çabuk hastalandığını ve kronik hastalıkların oluşumuna eğilimli olduğunu gösterir. Düzgün bir şekilde çalışmayan organizma, hızla yıpranır ve yaşlanır. Mıknatısların tedavi etkisi, bozulan manyetik alanların onarılması ve bunu tedavi süresince korunmasına dayalıdır. Manyetik alan, kan dolaşımına da olumlu etki eder. Manyetik alan tedavisi sayesinde, bedenimiz için hayati önemi olan maddelerin (vitaminler, mineraller, mikroelementler, proteinler) sindirimi ve zararlı maddelerin organizmadan atılması proseslerini hızlandırır.

   
Ayrıca Manyetik rezonans terapisi ilede modern ortopedide tekniğin geniş bir uygulama yelpazesi olduğunu düşünüyorlar. Yöntemin, ortopedinin ve kaza cerrahisinin tedavilerine ek olarak, tamamlayıcı bir terapatik teknik şeklinde uygulanması amaçlanmıştır. Terapi, eklem hastalıklarının ve özellikle kemik iltihaplarının, lif burkulmalarının, tendon rahatsızlıklarının ve spor yaralanmalarının tedavisinde etkilidir. Bunların dışında manyetik rezonans terapisi kemik erimesinin önlenmesinde ve tedavisinde ve kemiklerdeki metobalizma bozukluklarının giderilmesinde de olumlu etkiler göstermektedir.Tedavi, sağlık uzmanları tarafından genellikle tamamlayıcı bir tedavi yöntemi olarak hareket sistemindeki acı veren dejenerasyonların ve patolojik modifikasyonların tedavisinde uygulanmaktadır. Manyetik rezonans terapisi uluslararası kliniklerde ve rehabilitasyon merkezlerinde kullanılmaktadır. Manyetik terapiyi açıklamak için kullanılan mevcut iki teori vardır. Teorilerden bir tanesi mıknatısların çok hafif bir elektrik akımı ürettiğini iddia etmektedir. Mıknatıslar vücudun ağrıyan bölgesine tatbik edildiğinde, bu bölgedeki sinirler uyarılır, böylelikle vücudun doğal ağrı kesicileri açığa çıkmış olur. Diğer teori ise mıknatıslar vücudun ağrıyan bölgesine tatbik edildiğinde, o bölgedeki tüm hücrelerin kan dolaşımını, iyon alışverişi ve bölgeye oksijen akışını artırmak üzere tepkimeye girdiğini öne sürmektedir. Manyetik alanlar kan dolaşımındaki yüklü parçacıkları, kan akışını artırarak ve ısı meydana getirme yoluyla kendine çeker ya da iter. Dokularda ve kan akışında artan oksijenin iyileşme hızında hatırı sayılır bir değişime neden olduğu düşünülmektedir. Manyetik terapinin tarihi, kadim Mısır’a dek götürülebilir. Mıknatısların çok uzun zamandır kas ağrısı ve sertliğini iyileştirme gücü bulunduğuna inanılmaktadır. Çinli şifacıların daha MÖ 200’lü yıllarda qi ya da enerjinin akışındaki sağlıksız dengesizlikleri düzeltmek üzere mıknatıs taşları kullandıkları söylenir. Sarı İmparator’un Dahili Tıp Kitabı (The Yellow Emperor’s Canon of Internal Medicine) olarak bilinen Çin tıp metni bu işlemden bahsetmektedir. Vedalar ya da Hindu kutsal kitapları da mıknatıs taşlarıyla hastalıkların iyileştirildiğinden söz eder. “Mıknatıs taşı” ya da yön taşları kelimesi, bu taşların mıknatıs olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. “Mıknatıs” kelimesi muhtemelen Grekçe Magnes lithos ya da Yunanistan’da manyetik taşlar bakımından zengin bir bölge olan “Magnesia’dan gelen taş” teriminden türemiştir. Grekçe bu kalıp daha sonraları Latince’de magneta halini almıştır. Sör William Gilbert’in 1600’lü yıllardaki bilimsel incelemesi, De Magnete, manyetizmanın doğasını ve bunun statik elektriğin çekim kuvvetinden nasıl ayrıldığını açıklama yönündeki ilk bilimsel girişim özelliği taşır. İddiaya göre Gilbert mıknatısları Kraliçe I. Elizabeth’in eklem ağrılarını hafifletmek için kullanmıştır. Manyetik terapiye çağdaş Amerikan ilgisi ise 1990’larda, birkaç profesyonel golfçu ve futbolcunun, bu araçların rahatsız edici ağrı ve yaralanmalarını tedavi ettiğine dair edindikleri deneyimler ile başlamıştır. Yüzyıllar önce, dünya bugün olduğundan çok daha güçlü manyetik bir alan tarafından çevrelenmişti. Geçen 155 yılda, bilim adamları manyetik alanın azalışını ve bunun insan sağlığı üzerindeki etkilerini incelemektedir. Doktorlar, ilk kozmonot ve astronotların dünyanın manyetik alanının dışında, uzayda uzun bir süre kaldıklarında kemik kalsiyumunda kayıplar ve kas krampları yaşadıklarını fark etmişlerdi. Bu keşiften sonra, uzay kapsülleri içine yapay manyetik alanlar yerleştirilmiştir. Manyetik terapinin sağladığı iddia edilen faydalardan bazıları şöyledir: • Ağrıyı hafifletmek • Şişkinliği azaltmak • Doku alkalinizasyonunu iyileştirmek • Daha huzurlu bir uyku • Doku oksijenlenmesini artırmak • Stresi azaltmak • Hücresel oksijen düzeylerini artırmak • Kan dolaşımını iyileştirmek • Anti-infektif aktivite Manyetik terapi ağrıyı giderme konusunda alternatif bir yöntem olarak gün geçtikçe daha geniş bir kabul görmektedir. 1950’li yılların sonundan bu yana manyetik terapinin etkisini kanıtlayan yüzlerce çalışma ortaya konmuştur. 1997’de Teksas eyaletinin Houston şehrinde yer alan Baylor Tıp Fakültesi’nde bir grup doktor, hayatlarının erken döneminde çocuk felci geçiren 50 hastada manyetik terapi uygulamasını incelediler. Bu hastalarda, standart tedavilerin üstesinden gelmekte başarısız olduğu kas ve eklem ağrıları mevcuttu. Bu çalışmada, hastaların 29’unun sorunlu noktalarına mıknatıs bantlanırken, geri kalan 21’ine ise içinde mıknatıs olmayan cihazlar takıldı. Ne araştırmacılara ne de hastalara hangi tedaviyi (manyetik ya da manyetik olmayan) aldıkları söylenmemişti. Tıpkı plasebo içeren pek çok çalışmada olduğu gibi, hastalardan bazıları manyetik olmayan tedaviye de cevap vermiştir ancak manyetik terapi uygulayan yüzde 75’i kendilerini çok daha iyi hissettiklerini belirtmişlerdir. New York, Valhalla’daki New York Tıp Fakültesi’nde yapılan bir başka çalışmada, bir nörolog ortadan şiddetliye doğru yanma, sızlama veya ayaklarda uyuşma şikâyeti olan, kadın ve erkeklerden oluşmuş 19 kişilik bir grup üzerinde manyetik terapiyi test etmişti. Sorunlarına diyabet ya da alkolizm gibi diğer durumlar neden olmaktaydı. Bu hasta grubu, iki aylık süre boyunca, banyo yaptıkları zaman dışında günde 24 saat çorap ya da ayakkabılarından birinin içine manyetik bir astar giymişlerdi. Diğer çorap ya da ayakkabıları içine ise manyetik olmayan bir parça takmışlardı. Daha sonra iki ay boyunca manyetik astarı her iki ayaklarına da giydiler. Çalışma sonunda, diyabet hastalarının 9/10’u bir rahatlama yaşadıklarını rapor ederken, diyabet olmayanlardan yalnızca üç tanesi rahatlama rapor etmiştir. Çalışmayı yürüten nörolog, bu çalışmanın diyabet hastaları için yapılacak manyetik terapi konusunda daha fazla çalışmanın kapısını açtığına inanmaktadır. Yakın gelecekte daha kapsamlı bir takip çalışması yapmayı planlamaktadır. 2000 yılında Virginia Üniversitesi’nde federal hükümet tarafından desteklenen bir çalışma başlamıştır. Bu çalışma manyetik yatak pedlerinin, kas ağrı ve sertliklerini ve fibromiyaljiye bağlı bitkinliği hafifletmede etkinliğini değerlendirmiştir. Manyetik terapi aynı zamanda depresyon ve bipolar bozukluğu olan hastaların tedavisi için de incelenmiştir. Tekrarlanan Transkarniyal Manyetik Uyarım adı verilen bir işlem bu hastalığın tedavisinde umut verici etkiler göstermiştir. Çalışmalardan birinde, depresyonu olan hastaların elektrokonvülsif tedavi görenlere göre daha düşük nüksetme oranlarına sahip olduğu görülmüştür. Elektrokonvülsif terapiden farklı olarak, manyetik terapi kullanan hastalar inme, hafıza kaybı ya da yargı bozukluğu gibi durumlardan mustarip olmamaktadır. Mıknatıslar ve beyin üzerine yapılan incelemelerdeki gelişmeler devam etmektedir. 2002’de Güney Carolina Üniversitesi’nde depresyon tedavisi için transkarniyal manyetik uyarım (TMS) alan iki binden fazla hastada umut verici başlangıç sonuçları alınmıştır. TMS, beyne elektrokonvülsif terapiye göre daha az şok vermektedir. Bir başka çalışma ise temel titreme tedavisinde mıknatısların kullanılmasını test etmiştir. Tekrarlanan TMS kullanarak, araştırmacılar titremenin düzeltilebildiğini ve hiçbir ters etkinin olmadığını fark etmişlerdir. Manyetik terapinin bu uygulamaları halen incelenmektedir ve henüz Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi tarafından henüz onaylanmamış da olsa, umut verici görünmektedir.

Meyvelerin Tazeliğini Korumak

Meyvelerin Tazeliğini Korumak 



 Malum yazın bulacağınız meyveleri kışın bulamazsınız ama yazlık meyveleri alıp kışın yemeye ne dersiniz o zaman hiç beklemeden yazlık meyve alıp kışın denemenizi tavsiye ediyorum ama eğer kış ayında iseniz o zamanda kışlık meyve alıp yazın deneyin farkı göreceksiniz şimdi o kadar konuştun ama cevabı söylemedin diyorsunuz hemen söylüyorum her hangi ne tür meyve olursa olsun aldığınızda onları uzun süre taze tutmak için aralarına yaprak serpiştirin yaprak uzun süre tazeliği koruyacağı için meyvelerinizde taze olacaktır.

Soğandan Öksürük Şurubu

Soğandan Öksürük Şurubu 


 Bir büyük soğanı rendeleyin ve orta boy bir bal kavanozunu koyup iyice karıştırın. 48 saat bekletin, şurup haline geldiğinde öksürüğü ve soğuk algınlığı olan hastaya sabah akşam bir çorba kaşığı içirin. Soğanın içerdiği yağlar öksürüğü durduracaktır.

Böcek ısırıklarının verdiği rahatsızlığı azaltın

Böcek ısırıklarının verdiği rahatsızlığı azaltın Sivrisinek veya diğer bir böcek ısırığı sürekli kaşınıyorsa, Yarım bardak suya 2 adet aspirin atın iyce karıştırın. Sonra bu suyu bir pamuk yardımı ile şaınan yere sürün. Dikkat aspirine karşı alerjiniz var ise bunu uygulamayın.

Basit Yanık Tedavisi

Basit Yanık Tedavisi 



 Küçük yanıklar için temiz bir süngeri hafifçe ıslatın, buzdolabınızın derin dondurucu bölümüne koyun. Bir müddet dondurduktan sonra yanmış yerin üzerine hafif hafif kompres yapın.

Şişedeki yağların temizlenmesi

Şişedeki yağların temizlenmesi 


 Genelde yağlarımızı şişelere koyarız bu yüzden bu konuda bu şişlerin temizlenmesini anlatacağım. İçinde yağ beklemiş şişeleri temizlemek için;şişeninizin içerisine sirke ile parça halinde kaya tuzu atın ve iyice sallayın. Bol su ile çalkaladıktan sonra şişeler ilk hali gibi olur.

Sarımsak ve soğan kokusuna karşı ne yapmalı

Sarımsak ve soğan kokusuna karşı ne yapmalı 


 Yemek yaptıktan sonra elleriniz sarımsak ve soğan kokabilir. Ellerinizi kahve telvesiyle yıkayınız. Elinizdeki sarımsak kokusu çıkacaktır. Soğan için de kaynar suya bir avuç maydanoz koyun. 15 dk bekleyin. Maydanozları süzdükten sonra bu suyla ellerinizi yıkayınız.

Ayaklarınızı Dinlendirmek İçin Ne Yapılmalı?

Ayaklarınızı Dinlendirmek İçin Ne Yapılmalı? 



     Gününüz çok yorgunmu geçti ve ayaklarınız çokmu yoruldu o halde ayaklarınızı dinlendirmek için üç yol var , Birinci yol: Yorgun ayaklarınızı dinlendirmek için iki ayağınızı sığacağı büyüklükte iki kap hazırlayın. Kaplardan birine 40 – 45 derece sıcaklıkta ötekine ise oda sıcaklığında soğuk su koyunuzç Sıcak suya bir tutam defne yaprağı atınız ya da yarım limon sıkınız. Ayaklarınızı önce sıcak sıda 5 dakika kadar tuttuktan sonra soğuk suya sokup 20 saniye bekletiniz ve bu işlemi art arda 5 – 6 kez tekrarlayın. Daha sonra ayaklarınızı kolonya ile ovunuz ayaklarınızın ne kadar rahatladığınız ve dinlendiğini fark edeceksiniz. İkinci yol: Yatağa yatarak ayalarınızı yukarı kaldırıp duvara dayayın. Bu durumda 5 – 10 dakika kalırken derin derin nefes alıp vererek vücudunuzu da rahatlatın böylelikle kan dolaşımınızı ıslandırmışda olacaksınız. Üçüncü yol: Yorgunluktan şişen ayaklara soğuk taş üzerinde yürüyüş de iyi gelir. Üstelik taşlar masaj görevi vererek ayaklarınızdaki yorgunluğuda atacaktır.

Sağlıklı Beslenme Piramidi

Sağlıklı Beslenme Piramidi


 Sağlıklık Beslenme Piramidi Sağlıklı olmanın sırrı, yediklerimizin çeşitleri kadar miktarlarına da dikkat etmekten ve vücudumuz için gerekli olan besin ögelerini doğru tüketebilmekten geçiyor. Besin ögelerini 6 ana grupta toplayabiliriz. Karbonhidratlar Ekmek, makarna, prinç, tahıl ürünleri ve kuru baklagillerde yüksek miktarda bulunur. Şekerler de karbonhidratlar grubunda yer alır. Şekerler, bildiğimiz çay şekeri (sukroz), meyve şekeri (fruktoz) ve süt şekeri (laktoz) olarak gruplara ayrılır. Karbonhidrat vücudumuz için iyi bir enerji kaynağıdır. Günlük alınan enerjinin %55 – 60′ının karbonhidratlardan sağlanması gerekir. Burada önemli olan şekerli besinlerden çok, diğer karbonhidrat kaynaklarını tüketmektir. Proteinler Et, süt ve süt ürünleri ile yumurta ve kuru baklagillerde yüksek miktarda bulunur. Hücrelerin gelişmesi, dokuların yenilenmesi için gereklidir. Günlük alınan enerjinin %10 – 12′ sinin proteinlerden sağlanması gerekir. Yağlar Et, süt, peynir, margarin, tereyağı ve kuruyemişlerde yüksek miktarda bulunur. Günlük alınan enerjinin %25 – 30′ unun yağlardan sağlanması gerekir. Burada önemli olan bu miktarın en fazla %10′unun doymuş yağlardan (et, süt, yumurta gibi hayvansal kaynaklı ürünlerde bulunur; aşırı tüketimi kolesterol seviyesinin yükselmesine sebep olur) %10′ unun tekli doymamış yağlardan (zeytinyağı, kanola yağında bulunur.) ve %10′ unun çoklu doymamış yağlardan (ayçiçeği, soya fasulyesi, tahıl ürünleri,balık ve ürünleri, ıspanak, brokolide bulunur) karşılanmasıdır. Vitamin ve Mineraller Vitamin ve mineraller vücudumuzda gerçekleşen tüm işlemlerde anahtar yol oynar ve vücut fonksiyonlarının normal olarak sürdürülmesini sağlarlar. Vitaminler vücutta düzenleyici olarak çalışırken, mineraller de kemik ve diş sağlığında çok önemli bir role sahiptir. Su Su, yaşamak için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir. yetişkin insan vücudunun yaklaşık %59 ‘u sudur. Su vücutta besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere taşınmasında ve vücut ısısının denetiminde önemli rol oynar. Bunun için günlük 2 litre su içilmelidir. Çay, kahve gibi sıvılar suyun işlevlerini yerine getiremez.

BESİN KALORİ CETVELİ


BESİN KALORİ CETVELİ

Tahıllar
Tahıllar kalori bakımından yüklü yiyeceklerdir.
GIDA
KALORİ
İnce dilim beyaz ekmek
70
İnce dilim kepekli ekmek
60
İnce dilim kızarmış ekmek
35
Arpa
349
Buğday
332
Bulgur
357
Sandviç
298
Yufka
271
Grisini
433
Kraker sade
384
Kraker peynirli
479
Kraker tuzlu
433
Makarna
369
Pirinç
363
Şehriye
388
Tarhana
316
Patlamış mısır sade
386
Patlamış mısır yağlı – tuzlu
456
Mısır gevreği
386
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir. pratikbilgiler.info

Sebzeler
Domates, salatalık ve soğan gibi sebzeler hem kalori bakımından avantajlı hem de glisemik indeksi düşük sebzelerdir.
GIDA
KALORİ
Asma yaprağı
97
Defne yaprağı
97
Bakla
72
Bamya
320
Bezelye
84
Biber
22
Börülce
127
Brokoli
35
Brüksel lahanası
35
Domates
22
Ebegümeci
48
Enginar
48
Fasulye
32
Havuç
42
Ispanak
26
Kapak
26
Karnabahar
27
Kereviz
40
Kıvırcık salata
20
Mantar
28
Marul
15
Maydanoz
44
Mısır
96
Patlıcan
25
Patates
76
Prasa
52
Salatalık
15
Sarımsak (bir baş)
137
Semizotu
32
Soğan
36
Turp (kırmızı)
19
Turp (siyah)
33
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Etler
Beyaz et, kırmızı ete çok daha düşük kalori içermektedir.
GIDA
KALORİ
Dana eti
150 – 223
Koyun eti
247 – 310
Hindi
160
Tavuk (derili) bütün
215
Tavuk (derisiz beyaz et)
114
Tavuk (derili beyaz et)
186
Tavuk deri
349
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Kırmızı Et Ürünleri
Kolesterol ve trigliserid değerleri yüksek olan kırmızı et ürünlerinin kalori değerleri de bir hayli yüksektir.
GIDA
KALORİ
Jambon
182
Kavurma
670
Pastırma
250 – 269
Salam
450
Sosis
322
Sucuk
452
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.
Not: Köfte, kıyma, pirzola, kuşbaşı et ve biftek gibi kırmızı et ürünleri, kolesterol ve trigliserid (Yağ ve yağ içeren tereyağ, margarin, mısır özü yağı tamamıyla trigliserid formatındadır. Vücud hücrelerimizde yağlar trigliserid formatında depolanır. Her gün yediğimiz yiyeceklerin içinde mutlaka trigliserid formatında yiyecekler mevcuttur.) açısından zengindir. Çok sık tercih edilmemesi gerekir.
Sakatatlar
Sakatatlar zayıflama diyetlerinde yasak olan yiyecekler arasındadır.
GIDA
KALORİ
Beyin
125
Böbrek
105
Dalak
104
Dil
130
İşkembe
100
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Deniz Ürünleri
Protein, vitamin ve mineral yönünden oldukça zengindir.
GIDA
KALORİ
Havyar
262
İstakoz
91
Karides
91
Midye
95
İstiridye
6
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Balıklar
Balıklar, sıklıkla tüketilmesi önerilen besinlerdendir. Mevsimine göre, haftada en az bir kez tüketilmelidir.
GIDA
KALORİ
Alabalık
168
Levrek
93
Palamut
168
Uskumru
159
Kalkan
193
Somon füme
171
Ton balığı
121
Tuzlanmış balık
305
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir
Not: Taze balık alırken; balığın gözlerinin berrak ve parlak, solungaçlarının parlak kırmızı ya da pembe, etinin sert, derisinin elastik olmasına dikkat edin.

Süt Ürünleri
100 mililitre yağsız sütte 35 kalori bulunmaktadır.
GIDA
KALORİ
Ayran
37
Beyaz peynir (yağlı)
289
Beyaz peynir (yağsız)
99
Cheddar
403
Çökelek (taze)
215
Çökelek (kuru)
379
Kaşar
404
Krem Peynir (sade)
349
Lor peyniri
85 – 90
Otlu peynir
327
Parmesan
440
Rokfor
369
Süt (tam yağlı)
61
Süt (yarım yağlı)
50
Süt (yağsız)
35
Süttozu (yağsız)
362
Yoğurt
62
Yoğurt (yağsız)
50
Yoğurt (meyveli)
125
Yumurta (tam)
158
Yumurta (sarı)
369
Yumurta (beyaz)
49
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları ve 100 mililitreleri için verilmiştir.
Yağlar
100 gram Light margarin’ de 405 kalori bulunmaktadır.
GIDA
KALORİ
Tereyağı
37
Beyaz peynir (yağlı)
289
Beyaz peynir (yağsız)
99
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları ve 100 mililitreleri için verilmiştir.

Meyveler
GIDA
KALORİ
Ahududu
57
Ananas
52
Armut*
61
Avokado
167
Ayva
57
Böğürtlen
58
Çilek
93
Elma*
58
Erik (yeşil)
66
Greyfurt*
41
İncir (taze)
80
Karpuz
26
Kavun
33
Kayısı
51
Kiraz*
70
Mandalina
46
Muz
85
Nar
63
Portakal
49
Şeftali*
38
Üzüm
67
Vişne
58
Kivi
30
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.
Not: (*) İşaretli meyvelerin glisemik indeksleri düşüktür. Tercih edilmelerinde fayda vardır ve bolca tüketilmelidirler.

Şeker ve Tatlılar
Milkshake genel kanının aksine kalori bakımından en masum tatlılardandır.
GIDA
KALORİ
Bal
315
Çikolata (şekerli)
528
Çikolara (şekersiz)
477
Dondurma
193
Karamela
399
Pekmez (üzüm)
293
Reçel
272
Şeker
385
Tahin helvası
516
Hanım göbeği
211
Burma tatlısı
318
İrmik helvası
302
Muhallebi
173
Sütlaç
139
Tel kadayıf
236
Milkshake (çikolatalı)
120
Milkshake (vanilyalı)
110
Profiterol
236
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.
Not: Şeker ve tatlılar zayıflama diyetlerinde yasak olan yiyecekler arasındadır.

İçeçekler
Yüksek kaloriye sahip olan alkollü içkiler ve hazır meyve suları, zayıflama diyetlerinde yasaktır.
GIDA
KALORİ
Adaçayı
1
Buzlu çay
30
Çay
0
Ihlamur
1
Kahve
2
Kakao
91
Kola
39
Meyveli gazoz
46
Portakal suyu
45
Elma suyu
47
Bira
45
Kırmızı şarap
90
Beyaz  şarap
75
Rakı
352
Cin
332
Votka
281
Viski
400
Portakal likörü
400
Muz likörü
315
Nane likörü
356
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Baharatlar
100 gram karabiberde, 255 kalori bulunmaktadır.
GIDA
KALORİ
Dereotu
253
Hardal
469
Haşhaş tohumu
533
Hindistan cevizi
525
Karabiber
255
Karanfil
323
Kekik
276
Kırmızıbiber
318
Kimyon
375
Nane
245
Tarçın
261
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Baklagiller ve Yağlı Tohumlar
Kuruyemişler, zayıflama diyetlerinin yasak yiyecekler listesinde ilk sıralarda yer alır.
GIDA
KALORİ
Ay çekirdeği
560
Badem
598
Ceviz
651
Şam fıstığı
594
Fındık
634
Kabak çekirdeği
610
Barbunya
349
Kuru fasulye
340
Mercimek
340
Nohut
360
Soya fasulyesi
403
Susam
582
Kestane (haşlanmış)
131
Kestane (kebap)
245
Yer fıstığı
582
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

KALORİMETRE

Beden Kitle İndeksi

BKİ (Beden Kitle İndeksi): Şişmanlığı ölçmede en yaygın olarak kullanılan ölçüt “Beden Kitle İndeksi”dir.
Hesaplanması oldukça pratiktir.
BKİ = Ağırlık (kg) / Boy² (m)
Örneğin: 1.64 boyunda, 51 kilosunuz.
BKİ = 51/ 1.64²
BKİ = 19′dur
VÜCUT AĞIRLIĞI (kg)
BKİ (kg / m2)
Zayıf
18 ve altındaki değerler
Normal
18 – 24 arasındaki değerler
Hafif şişman
24 – 30 arasındaki değerler
1.Derecede Şişman
30 – 35 arasındaki değerler
2.Derecede Şişman
35 – 40 arasındaki değerler
3.Derecede Şişman
40 ve üzeri değerler
Kadın için ortalama ideal beden kitle indeksi: 19 – 21 aralığıdır.

 BEDEN KİTLE İNDEKSİNE GÖRE İDEAL KİLONUZ

Kadın için ortalama ideal beden kitle indeksi: 19 -21
Erkek için ortalama ideal beden kitle indeksi: 20 – 22

BOYA ve İDEAL BKİ’YE GÖRE ORTALAMA
İDEAL KİLO ARALIKLARI

BOY (cm)
KADIN (kg)
ERKEK(kg)
155
43 – 48
53 – 59
158
44 – 50
55 – 61
160
46 – 51
56 – 62
163
47 – 53
57 – 63
165
48 – 54
59 – 65
168
50 – 55
61 – 67
173
52 – 59
64 – 71
178
56 – 63
68 – 75
180
58 – 65
70 – 77
183
60 – 67
72 – 79
185
62 – 69
73 – 82
Not: Bu ortalama değerler kas, kemik ve genetik yapılara bağlı olarak 3 ila 5 kg arasında (+) veya (-) olabilir.

VÜCUT YAĞ ORANI

VÜCUT YAĞ ORANI
ERKEKKADINORAN VE RİSK FAKTÖRÜ
%2 ile %4 arası%10 ile %12 arasıKabul edilebilir minimum oran: zayıf risk
%14 ile %17 arası%21 ile %24 arasıNormal sağlıklı beden
%18 ile %25 arası%25 ile %31 arasıKabul edilebilir maksimum oran: zayıf risk
%25 ile %30 arası%32 ile %37 arasıOrta derecede riskli
%30 ve üzeri%37 ve üzeriYüksek derecede riskli
Kadın için ideal vücut yağ oranı : %22’dir.

KALORİ DEĞERLERİ

KALORİ DEĞERLERİ
BİR (1)SAATTE YAPILAN İŞHARCANAN KALORİ MİKTARI
KADIN
HARCANAN KALORİ MİKTARI
ERKEK
Ayakta durmak40 -5050 – 60
Araba kullanmak100 – 120120 – 140
Basketbol600 – 800800 – 1200
Bisiklet (yavaş)200 – 240240 – 280
Bisiklet (hızlı)400 – 600500 – 700
Büro işi (hareketli)120 – 250180 – 300
Bulaşık yıkamak120 – 180160 – 220
Bahçede çalışmak240 – 280280 – 360
Dinlenmek (uzanmak)30 – 4040 – 50
Bilgisayarda çalışmak160 – 200180 – 220
Dans (hızlı)400 – 800500 – 1000
Ev işleri (hareketli)160 – 200200 – 320
Egzersiz (normal)280 – 340360 – 440
Futbol500 – 700700 – 800
Koşmak600 – 800800 – 1000
Merdiven çıkmak300 – 400400 – 500
Toz almak160 – 200160 – 220
Yemek pişirmek120 – 180180 – 240
Yürümek (hızlı)280 – 320320 – 360
Yürümek (yavaş)160 – 200180 – 240
Yüzmek400 – 600600 – 800
Voleybol360 – 440440 – 560
Kadın için ideal vücut yağ oranı : %22’dir.
DÜZENLİ KALORİ AÇIĞI
30 gün içinde alınan ortalama günlük kalori miktarı = 1800 kcal / gün
Günlük ortalama kalori ihtiyacı  =  2100 kcal / gün
Ortalama gğnlük kalori açığı = 300 kcal / gün
30 günlük ortalama kalori açığı = 9000 kcal / gün
1 kg. vücut yağının eritilmesi için harcanan kalori = 4000 kcal / gün
30 gün sonunda eritilen ortalama vücut yağı miktar = 2 kg.
NOT: Günlük aldığınız kalori miktarı, harcadığınız kalori miktarından 300 kalori eksik olduğu taktirde, 1 haftanın sonunda yaklaşık 454 gr. yağ yakmış olursunuz.
Sizin için terleyip sunduğumuz besin kalori cetvelini hazırlayıp sunduk umarım kısa ve öz anlatımlar sayesinde okurken sıkılmamışsınızdır.