13 Aralık 2014 Cumartesi

The Perceptions of Health Care Personnel About Ethical Leadership Behavior

Şantaş, F., Çıraklı, Ü. & Çelik, Y. (2014). The Perceptions of Health Personnel about Ethical Leadership Behavior. V. European Conference on Social and Behavioral Sciences, September 11-14, 2014, St Petersburg, Russia

THE PERCEPTIONS OF HEALTH CARE PERSONNEL ABOUT ETHICAL LEADERSHIP BEHAVIOR
ABSTRACT

The ethical leadership is an important method used for placing the ethic in the organization. The basis of leadership is the ethic and powerful leaders may have important affects both on the behaviors of flowers and the fate of organization. Also, the main reason of the researchers’ interest in the ethical dimension of the leadership is the great power of the leader to influence. As in all organizations, the leaders in the health organizations are also responsible for creating and maintaining a culture that emphasize the importance of the ethical behaviors.  Employees learn the values and beliefs of their organizations by watching their leaders and behaviors of the leaders. Hence, the evaluations of the health personnel about leaders’ ethical behaviors, which can be taken as the role models by health personnel, are of great importance. Although in the international literature a lot number of studies with the topic of the ethical leadership in the health sector have been conducted, in the Turkey the number of the studies in this area is extremely limited. The aim of this study is to determine the perceptions of the health personnel about their leaders’ ethical behavior and to detect whether the individual characteristics of the health personnel effect these perceptions or not. For this purpose, an ethical leadership scale which has the reliability and validity was applied to 206 health personnel in a public hospital in the province of Yozgat in Turkey. The results of this study show that health personnel’s perceptions about the ethical behaviors of their leaders are generally negative. Accordingly, in this study it was determined that while the variables of occupation, education, age, total years of employment and gender effect the perceptions of health personnel about the ethical leadership, the variables of marial status and receiving training related to leadership do not make an important difference in terms of the ethical leadership perceptions of the health personnel.

Keywords:Ethical Leadership, health personnel, hospital, ethic, Turkey.

2 Kasım 2014 Pazar

Ankara’da Yer Alan Üç Hastanede Ekip Etkililiğinin Değerlendirilmesi


ÇIRAKLI, Ümit. Ankara’da Yer Alan Üç Hastanede Ekip Etkililiğinin Değerlendirilmesi: Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Kurumları Yönetimi Programı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2012.

ÖZET

Sağlık kurumlarında, hizmet sunumu büyük ölçüde ekip çalışması sonucu gerçekleştirilir. Bu nedenle etkili ekip çalışması sağlık hizmetleri sunumunun temelini oluşturur. Bu çalışma, sağlık kurumlarının kendilerinden beklenilen hizmetleri etkili bir şekilde yürütebilmesi için sürekli olarak kullanılan ekiplerin etkililik düzeylerini ölçmek ve ekip etkililiğini etkileyen faktörleri ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, geniş literatür taraması sonucu geliştirilmiş bir anket kullanılmıştır. Araştırmada literatür taraması sonucu geliştirilen, girdi, süreç ve çıktı yaklaşımına dayalı bir ekip etkililiği modeli geliştirilmiştir. Araştırma sonucunda, örgütsel faktörlerden mülkiyet durumu, eğitim-araştırma hastanesi olup olmama ve çalışma şeklinin toplam ekip etkililiğini önemli ölçüde etkilediği bulunmuştur. Bireysel özelliklerden meslek durumunun ekip etkililiğini etkileyen bir faktör olduğu; çalışma süresi, medeni durum ve cinsiyet açısından ekipler arasında ekip etkililiği açısından önemli farkların olmadığı bulunmuştur. Ekibe ait özelliklerden ise ekibin ortalama yaşının yön, ekip atmosferi, yapısal içerik ve ekip süreçleri bileşenlerini pozitif yönde, orta decede ve anlamlı şekilde etkilediği tespit edilmiştir. Toplam ekip etkililiği ve süreç bileşenleri etkililiği ile iş memnuniyeti arasında pozitif yönlü, güçlü ve anlamlı; yapısal içerik bileşeni ile stres düzeyi arasında negatif yönlü ve anlamlı, yön ve yapısal içerik bileşeni etkililiği ile ruh sağlığı durumu arasında pozitif yönlü yönlü, zayıf ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Toplam ekip etkililiği ve süreç bileşenleri ile genel sağlık durumu arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0,05).

Anahtar Kelimeler: Ekip, Ekip Etkililiği, Hastane.

ÇIRAKLI, Ümit. Evaluation of Team Effectiveness in Three Hospitals Placed in Ankara City: Hacettepe University, Institute of Health Sciences, Health Institution Management Program, Master’s thesis, Ankara, 2012.


In health institutions, service delivery is carried out largely as a result of teamwork. Therefore, effective teamwork is the basis of health service provision. This research was conducted to evaluate the effectiveness level of teams which are used continuously by health institutions to provide effectively services expected from them. In the research, a questionnaire developed based on a compherensive literature review was used as data collection tool. In the research, as a result of literature review, a team effectiveness model developed based on the input, process and output approach was used. According to the results of research, it was found that ownership status, being a training and research hospital or not and type of working as organizational factors affected significantly the total team effectiveness. It was also found that occupational status of team members was a factor affecting the level of teams’ effectiveness, but there were no significant differences between teams in terms of the working hours, marital status and genders of team members. The teams’ average age, which is one of team level factors,  has been identified to affect the direction, team atmosphere, structural context and team processes positively, moderately and in a significant way.  It was found that there was a positive, strong and significant relationship between total team effectiveness and the components of processes, and job satisfaction; a negative, weak and significant relationship between component of structural context and stress level; a positive, weak and significant relationship between components of direction and structural context, and mental health status. There was no statistically significant relationship between total team effectiveness and components of processes, and overall health status of team members (p>0,05).

Key Words: Team, Team Effectiveness, Hospital.

Ankara'da Yer Alan Üç Hastanede Ekip Etkililiğinin Değerlendirilmesi PDF İndir

22 Eylül 2014 Pazartesi

Örgütsel Faktörlerin Sağlık Ekiplerinin Etkililiği ve Ekip Etkililiği Bileşenleri Üzerine Etkisi: Bir Uygulama Çalışması

Çıraklı, Ü., Çelik, Y. & Beylik, U. (2012). Örgütsel Faktörlerin Sağlık Ekiplerinin  Etkililiği ve Ekip Etkililiği Bileşenleri  Üzerine Etkisi: Bir Uygulama Çalışması. Sağlıkta Kalite ve Performans Dergisi, 4:103-120.

ÖZET

Bu çalışma, sağlık kurumlarının kendilerinden beklenilen hizmetleri etkili bir şekilde yürütebilmesi için sürekli olarak kullanılan ekiplerin etkililik düzeylerini ölçmek ve örgütsel faktörlerin ekip etkililiğini etkileyip etkilemediğini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, geniş bir literatür taraması sonucu geliştirilmiş bir anket kullanılmıştır. Araştırmada literatür taraması sonucu geliştirilen, girdi, süreç ve çıktı yaklaşımına dayalı bir ekip etkililiği modeli geliştirilmiştir. Araştırma sonucunda, örgütsel faktörlerden mülkiyet durumu, eğitim-araştırma hastanesi olup olmama ve çalışma şeklinin toplam ekip etkililiğini önemli ölçüde etkilediği bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Ekip, Ekip Etkililiği, Hastane

The Impact of Organizational Factors on the Effectiveness of Health Care Teams and Its Components: An Application Study

ABSTRACT

This research was conducted to evaluate the effectiveness level of teams, which are used continuously by health institutions to provide effectively services expected from them, and whether organizational factors affects the total team effectiveness or not. In the research, a questionnaire developed based on a compherensive literature review was used as data collection tool. In the research, as a result of literature review, a team effectiveness model developed based on the input, process and output approach was used. According to the results of research, it was found that ownership status, being a training and research hospital or not and type of working as organizational factors affected signifi cantly the total team effectiveness. 

Key Words: Team, Team Effectiveness, Hospital.

Örgütsel Faktörlerin Sağlık Ekiplerinin Etkililiği ve Ekip Etkililiği Bileşenleri Üzerine Etkisi: Bir Uygulama Çalışması PDF İndir

15 Temmuz 2014 Salı

Kabızlığı Doğal Yollarla Hayatınızdan Çıkarın

Kabızlık, tıp dilinde ''konstipasyon'' pek çok insanın karşı karşıya kaldığı, uzun dönemde oldukça rahatsız edici olan ve vücut için büyük sıkıntılar oluşturabilen bir sorundur.

Öncelikle söylemeliyiz ki kabızlık bir hastalığın belirtisi olabilceği gibi beslenmenize, ne kadar aktif bir hayat sürdüğünüze, yaşamınızdaki stres faktörlerine bağlı olarak da gelişebilir. O nedenledir ki kabızlık her zaman patolojik bir durumun göstergesi değildir fakat hafife de alınmamalıdır.




Öncelikle kabızlığın neden olabileceği konusuna değinelim:

-Sağlıklı bir insan günde ortalama 15-20 gram lif tüketmelidir. Lifli gıdalar barsak motilitesini uyarır, dışkı kıvamını yumuşatır ve sindirimi kolaylaştırır. Diyetinizdeki lif miktarını azalttığınız zaman kabızlık sorunu baş gösterecektir.

-İkinci olarak değinilmesi gereken, belki de en önemli olan şey ise su. Su vücuttaki tüm enzimatik faaliyetler için gerekli bir yakıt olduğundan günde 1,5 litre su tüketiminin altına indiğiniz zaman sindiriminiz de bundan nasibini alacaktır.

-Üçüncü önemli nokta ise hareket. Günde en az 30-40 dakikasını egzersize, en azından hafif tempolu yürüyüşe ayırmayan insanların barsak faaliyetleri yavaşlar. Egzersiz, hem salgılattığı serotonin sayesinde stresi azaltarak dolaylı yoldan, hem de kasları çalıştırdığından doğrudan sindirime etki etmektedir. Sedanter yaşam uzun dönemde kabızlığı da beraberinde getirir.


Peki kabızlık, halk dilinde ''tuvalete çıkamamak'' sorunu baş gösterdiğinde beslenmemize neleri ekleyerek bunun üstesinden gelebiliriz? Barsak faaliyetlerini olumlu etkileyen gıdalar nelerdir?

1-Erik: İçerisinde vitamin A,B,C ve fosfor, magnezyum gibi mineraller bulunan erik sindirim faaliyetlerini düzenler, iyi bir laksatiftir ve aynı zamanda idrar söktürücüdür. Taze veya kuru haliyle tüketebilirsiniz.


2-Elma: İyi bir lif kaynağıdır. Aynı zamanda 1 bardak kahveyle neredeyse aynı miktar kafein içerir ve uyku açma özelliğine de sahiptir. Tok tutar. Fakat buradaki püf noktası, elmanın dilimlenerek ve soyularak değil, kabuklarıyla ısırılarak yenmesi gerektiğidir.




3-Kayısı: Kuru veya yaş tüketebileceğiniz kayısı sindirim faaliyetlerine oldukça faydalıdır. Özellikle gece yatmadan 3-4 adet kuru kayısıyı oda sıcaklığında 1 bardak suda bekletip, sabah kalktığınızda kayısıları yer ve suyu da içerseniz kabızlığı kısa sürede yenebileceğinizi göreceksiniz. Fakat ölçüyü kaçırmamakta fayda var, aşırı tüketimi ishale yol açabilir, kaş yaparken göz çıkarabilirsiniz.

4-Üzüm: Özellikle kuru siyah üzüm kabızlığın en büyük düşmanlarından biridir. Kuru üzümü de kayısı için verdiğimiz formüller tüketebilirsiniz. Unutmadan ekleyelim, siyah üzüm zihin faaliyetlerini olumlu yönde etkiler ve iyi bir kan yapıcıdır.

5-Zeytinyağı: Tek başına tüketimi biraz zor gibi görünebilir, fakat günde 1-2 tatlı kaşığı zeytinyağı tüketmek de sindirim faaliyetlerini olumlu etkiler, kalp ve damarlara iyi gelir, aynı zamanda cildinizi de güzelleştirir.


Kabızlık yaşıyorsanız asla tüketmemeniz, uzak durmanız gereken yiyeceklere gelirsek eğer;

-Kola, gazoz gibi asitli içecekler

-Leblebi

-Muz

-Kafein-tein içeren içecekler (kahve, kola, çay)

-Limon ve sirke

-Patates ve beyaz ekmek

Kabızlık sorununu yendiniz ve uzun bir süre karşı karşıya kalmak istemiyorsanız, beyaz ekmeği hayatınızdan çıkarıp tam buğday ekmeği tüketmek, bol bol sebze ve meyve yemek, günde en az 2 litre su içmek ve haftanın en az 5 günü minimum 30 dakikalık egzersizler yapmak fayda sağlayacaktır.


Sağlık Sayfam, sağlıklı, mutlu günler diler...


12 Temmuz 2014 Cumartesi

Karın Bölgesindeki Yağlardan Kurtulmak İçin



Karın bölgesi yağlanmasının özellikle kalp hastalıkları,diyabette sık gözlendiğini görülmüştür.Bu belirtilerin bulunduğu kişilerde yağlanmayı azaltmak için doktor ve diyetisyen kontrolü şarttır.Çünkü hormon bozukluklarında ilaç tedavisi gerekebilir,diyet tedavisi karın ve bel çevresi yağlanmasını azaltır bu rahatsızlıkların oluşum riskini ortadan kaldırır.


Yağlanma sebeplerinden biri de

10 Temmuz 2014 Perşembe

Oruçluyken Susuzluk Çekmemek İçin Öneriler




Yaz mevsiminde vücudumuzun en çok ihtiyacı olan suyun yokluğunu,Ramazan ayında nasıl daha az hissedebiliriz,oruçlu iken susuzluk çekmemek ve ramazanda daha az susamak için neler yapmalıyız?





Yazın en sıcak günlerine denk gelen Ramazan ayında en çok zorlandığı susuzluk konusunda uzmanlar önerilerde bulunuyor.


Yemek öncesi içilen su porsiyonlarınız küçülmesine ve dolayısıyla daha kolay

21 Haziran 2014 Cumartesi

Yaz Aylarında Sıvı Tüketimi

Vücudumuzun her daim sıvıya ihtiyacı var, yaz aylarında ise sıcak havalar ve terleme ile kaybedilen sıvının artışıyla birlikte bu ihtiyaç daha da artıyor.


Kalbimizden pompalanan kanın ortalama %20'si böbreklerimize gelir ve böbrekler kanı filtre ederek vücudun sıvı-tuz dengesini düzenler. Sıvı alımını azaltırsak böbreklerimize giden kan miktarı azalacak, böbrek kılcallarının basıncı yükselecek ve hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar gibi pek çok sorun baş gösterecektir.


Günde ortalama 2500 mililitre kaybımız vardır. Bunun 1500'ü böbreklerden idrar ile, 500'ü deriden ter ile, 300'ü barsaklardan dışkı ile ve 300'ü de solunum yoluyla su buharı olarak kaybedilir.


Bu nedenledir ki günlük sıvı alımımızın en az 2-2,5 litre olması, kaybımızı yerine koymak açısından hayati önem taşır. Yaz aylarında ise bu miktarı, eğer herhangi bir kardiyovasküler hastalığımız yoksa, 3 litre civarına yükseltmek faydalı olacaktır.


Peki sıvı tüketimi yalnızca sudan mı ibaret? Elbette hayır. Aldığımız sıvının en az 1,5 litresi su olmak üzere toplamda 3 litre sıvı tüketmemiz gerekmektedir. Fakat günlük sıvı alımını artırmak amacıyla tükettiğimiz çay, kahve, alkol gibi içecekler diüretik etkileriyle daha çok sıvı kaybettirici etkileri olduğundan vücuda uzun vadede hiçbir fayda sağlamazlar. Yani bir günde 3 litre çay tüketip günlük sıvı ihtiyacınızı karşıladığınızı düşünmek çok yanlıştır.


Yaz meyvelerine gelecek olursak, özellikle karpuz, %95'i sudan ibaret bir besin olduğundan oldukça faydalıdır fakat fazla tüketimi de meyve şekeri(fruktoz)nin fazla alımına sebep olur ve vücutta direkt olarak yağ şeklinde depolanır. ''Nasılsa hafif'' diyerek yaz aylarında 1 öğünü koca dilim karpuzlarla doldurmaya çalışmak yapılan en büyük hatalardan biridir.




Meyve suları da yaz aylarında sık tercih ettiğimiz sıvılardan. Fakat meyveler sıkılırken metallerle temas ediyor ve vitaminlerini büyük ölçüde kaybediyorlar. Ayrıca meyvelerin sahip olduğu, asıl faydanın mevcut olduğu posayı ve kabuklarını meyve sularından alamıyorsunuz. O nedenle meyveleri sıkarak değil, mümkün olduğunca bıçak değdirmeden, kabuklarıyla ısırarak tüketin.


Kahvelere gelince... 1 bardak sade sütsüz filtre kahve ortalama 8 kaloridir. Buna kahvenin kalorisi yok da diyebiliriz. Fakat içine krema, süt, karamel, çikolata gibi maddeler eklendikçe 1 bardak kahvenin kalorisi 500 kaloriye kadar çıkabilir. Bu da kalori alımı için oldukça büyük bir tuzaktır. Kahvenize mümkün olduğunca krema eklemeyin, sütsüz tüketemiyorsanız da yağsız süt veya soya sütü tercih edin.


En önemlisi olan su tüketimine gelecek olursak... Yaz aylarında çoğu insan doğal olarak soğuk su tüketmekten hoşlanır. Soğuk su, oda sıcaklığındaki suya göre midede daha uzun süre kalır ve ısıtılması için daha çok kalori yakımına sebep olur fakat soğuk suyu bir içişte çok tüketmek mümkün değildir. Bu nedenle oda sıcaklığındaki su en iyisidir, yine de içemiyorsanız içine 1 küp buz ekleyebilirsiniz.




Suyu tüketemiyorum, çekici gelmiyor diyorsanız, zorla içmeye çalışanlar için de önerilerim var:

-1 sürahi suyun içine nane, maydanoz, limon kabukları, çubuk tarçın ekleyerek suyunuzu tatlandırabilirsiniz.


-Piyasada satılan meyve suyu konsantrelerinden az miktarda, tadını değiştirecek kadar karıştırabilirsiniz. Dikkat! Suyun tadını değiştireceğim derken abartıp meyve suyu elde etmeyin!


-Buz kalıplarına limon sıkarak, içlerine tarçın da dökerek eğlenceli küpler oluşturabilir, bunları sularınıza atıp eğlenceli hale getirebilirsiniz.


Önümüzün Ramazan olduğunu da hesaba katarsak, sahurda ve iftarda su tüketimine daha da çok önem vermeniz gerektiğini hatırlatmadan yazıyı bitirmek olmaz.


Sağlık Sayfam mutlu, huzurlu, sıcacık bir yaz mevsimi ve şimdiden sağlıklı bir Ramazan ayı diler!


13 Haziran 2014 Cuma

Burun Kanaması ve Tedavi Yöntemleri

Burun kanaması nedenleri,burun kanaması neden olur nasıl durdurulur,burun kanaması nasıl geçer,burun kanaması nedir,burun kanaması orucu bozar mı bu soruların cevaplarını merak ediyorsanız aşağıdaki açıklamaları mutlaka okuyunuz.

Yaklaşan ramazan ayında tutulacak orucun kuralları bulunmaktadır,bu gün sizlere burun kanaması ve diş eti kanaması ile ilgili bilgi vereceğim,diş etinde veya burundan

11 Haziran 2014 Çarşamba

Bebeklerde Pişik Nedenleri Ve Tedavi Yöntemleri




Özellikle yaz aylarında daha sık karşılaşılan bebek pişikleri nedenleri ve pişiklere ne iyi gelir bilgilerini sizler için paylaşıyorum.



Pişikten korunmak için bebeğinize özenli bir bakım uygulaması seçmelisiniz. Bez alırken uygun boyda ve kiloda seçmeye özen gösterin, bebeğinizin temizliğini suyla yapın ve çok güzel kurulayın, cildini koruyacak doğru kremler seçin (az sürmeye özen gösterin)

17 Nisan 2014 Perşembe

Sık Tüketilen Kuruyemişlerin Faydaları

Günlük hayatımızda atıştırmalık olarak, çeşitli içeceklerin yanında tüketmeyi çok sevdiğimiz kuruyemişlerin vücuda pek çok faydası bulunmakta. Ayrıca tüm kuruyemişlerintuzla kavrulmuş olanlarının değil, çiğ olanlarının daha faydalı olduğunu eklemekte yarar var. Aşırı miktarları zararları olabileceğinden ölçülü tüketmekte fayda olan, bitkisel yağ ve vitamin deposu kuruyemişlerin içeriklerine, vücuda etkilerine bakacak olursak;

Fındık:
Demir, potasyum, magnezyum, çünko, vitamin E ve Omega-3 yağ asidi içeren fındık, kalp ve damar sağlığı açısından çok faydalıdır:
LDL kolesterolü düşürmeye yardımcıdır, güç ve enerji sağlar.
Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı olumlu etkiler.
Cildi güzelleştirir.
Böbrek fonksiyonlarını olumlu yönde etkileyerek taş ve kum düşürme gibi hastalıkların iyileşme sürecini hızlandırır.
Yaşlanmayı geciktirir.
İçerisinde bulunan vitamin b5 sayesinde stresi azaltır, gerginliği önler.
Cinsel gücü artırır.


Badem: 
Anne sütünü artırıcı etkiye sahiptir.
Kalp ve damar fonsiyonlarını olumlu etkiler, LDL kolesterolü düşürür.
Kan şekerini dengeler.
İçerdiği magnezyum sayesinde adet öncesi şişkinliği önler.
Kemikleri güçlendirir, kemik erimesini geciktirir.
Yara iyileşmesini hızlandırır.
Cinsel gücü artırır.

Ceviz:
Beyin fonksiyonlarını geliştirir.
Damarların elastikiyetini korumasına yardımcı olur.
Kemikleri güçlendirir.
İçerdiği lif sayesinde sindirimi olumlu etkiler.
Antioksidan içeriği sayesinde kanser gelişimini önlemeye yardımcıdır.

Antep fıstığı:
LDL kolesterolü düşürmeye yardımcı olur.
Kan şekerini dengeler.
Yara iyileşmesini hızlandırır.
Öksürüğün kesilmesine yardımcıdır.


5 Nisan 2014 Cumartesi

Güzelliğiniz İçin Yeni Adres

Elbette her insan dış görünüşünde ufak sorunlarla karşılaşır. Kusursuz yüz hatlarına ve harika bir cilde sahip olmak isteyenler farklı metotlar dener. Özellikle sıkça şikâyet edilen bölgelerden birisi vücudun dış dünya ile bağlantısını yapan önemli duyu organlarından burundur.




Burnundan mutlu olmayan ve dış görünüşünü bozduğuna inanan insanlar için ise gelişen tıp ve teknolojinin sayesinde

18 Mart 2014 Salı

Gereksiz Endişeye Kaygı Tedavisi

Gereksiz kaygı, bireyi hayatı boyunca hata yapmaya zorlar ve bireyin yaşamdan tam anlamı ile keyif almasın engel olur. Aslında her bireyde az da olsa kaygı mevcuttur, zaten hayatın anlamı da bu özel duygularda gizlidir; fakat kaygı sınırını aşmak, birey açısından oldukça tehlikeli bir durumdur.
Kaygı, bir süre sonra insan yaşamını kontrol etmeye ve bireyi olumsuz durumlara sürüklemeye başlar; bu

5 Mart 2014 Çarşamba

Cilt Bakım Rutinim

Gerek instagram, gerek mail, gerekse twitter üzerinden sürekli neler kullanıyorsun, ürünleri nereden alıyorsun, ne önerirsin gibi sorular geliyor. Şimdiye kadar yazdığım yazılarda genellikle kendi rutinimden pek bahsetmemiştim. Benden abartısız 80-90 kere istenmiş olan bu yazıyı yazayım, hem fikir verir hem de herkese tek tek anlatmak zorunda kalmam diye düşündüm. Cildimin karmadan yağlıya dönük olduğunu ve nadiren tek tük çıkanları saymazsak akne sorunu yaşamadığımı da baştan belirteyim.

Cildime, özellikle de yüzüme eczaneden alınmamış ürünleri değdirmemeye çalışıyorum. Paraben konusuna çok takık değilim ama dermokozmetik olması, sadece eczanelerde satılması benim için tek kural. Gratis, Watsons, Boyner gibi yerlerde satılan markalar da belki içerik olarak iyidir, hatta fiyatları daha uygun olabilir ama benim bu konudaki tek adresim eczane, tek danıştığım kişi de eczacı ve dermatoloji hocalarım. Okulumdan dolayı da içerik okuma ve bana neyin iyi geleceğini bilme açısından avantajlıyım.



1-Makyaj Temizleme: Cilt bakımına öncelikle makyajımı temizleyerek başlıyorum. Buna şaşıracaksınız ama, göz makyajımı pamuklarla sürte sürte silmek yerine Dalin bebe şampuanı ile yıkıyorum. Avucunuza alıp köpürttüğünüz fındık büyüklüğünde miktardaki şampuanla gözlerinizi açık veya kapalıyken ovduktan sonra ılık suyla yıkadığınız makyaj tamamen yok oluyor. Dalin göz yakmadığı için, aynadan bakarak rahatça temizliyorum. Aynı zamanda lens kullandığım için bana kirpik diplerini temizlemem amacıyla hocamın önerisiydi bu. Onu uygularken makyajı da temizlediğini fark ettim. İltihaptan, arpacıktan, allerjiden de sizi koruyor ve kolluyor :)

Eğer özel bir gün için ağır makyaj yapmışsam, kapatıcı vs sürmüşsem Bioderma Sensibio H2O misel solüsyonu pamuğa damlatarak hafifçe yüzümü temizliyorum.


2-Yıkama: Yüzümü yaklaşık 2,5 yıldır Bioderma Sebium Yüz Yıkama Jeli ile yıkıyorum. Yüz yıkama fırçasına (watsonslardan 3-4 liraya edinebilirsiniz) az miktar sıkıp köpürterek foşur foşur, çok bastırmadan yıkıyorum ve ılık suyla yıkıyorum yüzümü. Ürünü tamamen temizledikten sonra bir kere de soğuk suyla yıkayarak kan dolaşımımın hızlanmasını sağlıyorum.


3-Peeling: Haftada 2 kere, Darphin'in Mild Aroma Peeling'ini uyguluyorum. Bu bildiğimiz peelinglerden biraz farklı. İçinde tanecikler falan yok, sulu sulu yıkayarak sürte sürte yapılanlardan değil. Bunu hafif nemli cildinize ince bir tabaka yaydıktan sonra, maske gibi 10 dakika bekliyorsunuz. Sonra da elinizle ileri geri, yuvarlak hareketlerle soyuyorsunuz. Silgi tozu gibi ölü deriler dökülüyor. Hem uygulaması çok zevkli, hem de sonrasında ipek gibi yapıyor cildi.


4-Nemlendirici: Darphin'in Hydraskin Light yüz nemlendiricisini kullanıyorum. Az miktarda alıp masaj yaparak yüzüme uyguluyorum. 1 yıla yakın süredir kullanıyorum ve bence mü-kem-mel bir krem. Tek sıkıntısı kavanozda olduğu için çok steril olmayabiliyor, kavanoz formundaki ürünleri kullanmadan önce ellerinizi iyice yıkamanızı öneririm. Bu kremi makyajımdan önce baz olarak da kullanıyorum. Zaten fondöten falan hayatta kullanmam, krem emildikten sonra üstüne transparan pudra sürüp çıkarım genelde.

Eğer cildimde tek tük akne çıkmışsa, hemmen Bioderma Sebium Serum ve üzerine Sebium Global nemlendirici rutinine dönüyorum. Bunu 1 haftada 2-3 gün uygulayınca akne falan kalmıyor genelde zaten. Yağlanma sorunu da hemen çözülüyor.

Tatildeysem ve güneşe çıkacaksam da Bioderma Photoderm Max SPF 50 yüz nemlendiricisini kullanıyorum.


5-Göz Çevresi Kremi: Bioderma Sensibio Eye Contour Gel'i göz çevreme uyguluyorum. 15-20 ml miktarda, ince uzun tüpte satılan bir krem. Bu nedenle kullanımı oldukça kolay, istediğiniz miktarda sıkabiliyorsunuz. Göz çevresini çok iyi nemlendiriyor, makyaja da iyi hazırlıyor. Göz altındaki torbalanmayı ve şişlikleri indirmeye yardımcı oluyor. Benim gibi uyku düzeni saçma sapan olan insanlara önerimdir.


6-Dudak nemlendiricisi: Çok dudak nemlendiricim var ama düzenli kullandığım 3 tane:

1.si Blistex Lip Relief Cream. Krem formdaki bu ürünü sıkarak dudaklarıma elimle yediriyorum. Bunu dudaklarım çatlamışsa, yarılmışsa geceden uyguluyorum ve gece boyunca onarıyor, sabaha çatlak falan kalmıyor.
2.si ise Burt's Bees bal özlü dudak balmı. Bunu günlük olarak kullanıyorum yaz kış. Sürekli elimde. Zaten ruj sürmeyi çok fazla sevmem. Aklıma geldikçe bunu sürüyorum. Çantada, arabada, okul dolabımda, önlük cebimde, evde her yerde birer tane var. Unutmamak için, dudaklar önemli. Kıps :) ahahah
3.sü ise Panthenol Lip Balm. Bunu genellikle yaz ayları güneşe çıkmadan önce kullanıyorum çünkü SPF 15 içeriyor. İçinde Dexpanthenol var ve cilde çok iyi gelen bir maddedir kendisi. (Bu maddeyi içeren yine aynı markanın vücut losyonları da favorim.) Eczanelerde bulabilirsiniz.


7-Sprey: Sıcaklardan bunaldığımda, makyajı sabitlemek için veya sürdüğüm nemlendirici daha iyi emilsin diye zırt pırt Institut Esthederm'in Eau Cellulare Spray'ini sıkıyorum suratıma. Bu bildiğiniz termal su gibi bir şey. Bahsettiğim üç amaç için de kullanılabiliyor. Hücre yenileyici özelliği var, cildi yumuşacık yapıyor ve ferahlatıyor.

8-El Kremi: Dove Purely Pampering el kremini kullanıyorum. İçerisinde shea yağı var ve mis gibi vanilya kokuyor. Gün içinde hastanede ellerimi sürekli yıkayıp alkollediğim için biraz kuruluk hissediyorum. Onun dışında elleri çok kuruyan biri değilimdir, zaten klavye ile sürekli işim olduğundan yapış yapış elleri hiç sevmiyorum. Denediklerim arasında en kolay emilen bunun olduğunu fark ettim ve memnunum 2 aydır. Dermokozmetik kuralımı sadece ellerim için bozdum ama çok da sorun değil eller :)


9-Vücut Losyonu: Yaz kış demeden Bioderma Atoderm Vücut Losyonu'nu kullanıyorum. Süt kıvamında, rahatça uygulanıyor ve hemen emiliyor. Eğer acelem varsa Nivea Duşta Vücut Kremi'nin deniz mineralli olanını kullanıyorum. Oldukça pratik oluyor.

Kış aylarında çok kuruluk hissediyorsam banyo sonrası Johnson's Baby Yağ kullanıyorum. Petrol ürünü olduğu için çok tercih etmiyorum ama çok kuru bölgelerin en güzel ilacı vazelin. Sürekli kullanmamak şartıyla.


Not: Bunların dışında bana en çok gelen sorulardan biri de Bepanthen'in yüz nemlendiricisi olarak kullanımı. Bepanthen favori merhemlerimizdendir, yanığa, pişiğe, yaraya her şeye iyi gelir fakat ben yüzüme hiç kullanmam ve kullanan hastalardan da uzun vadede yüzde tüylenme yaptığını duydum. O yüzden rutininize sokmanızı tavsiye etmiyorum, endikasyon dışına çıkmayalım :)

Benim cilt bakım rutinim bu şekilde. Fark ettim ki amma şey kullanıyormuşum. Ama hayatımda ergenlik de dahil hiç akne problemi yaşamamış olmamın, sabahları yağlanmış ciltle uyanmamamın, gün içinde parlama yaşamamamın sırrı bunlar.

Uyarı: Bunlar benim cildime uyan ürünlerdir. Kullanmadan önce mutlaka dermatologunuza danışın. Her cildin hassasiyeti, ihtiyaçları, ürünlere vereceği tepki farklıdır ve ne alıyorsanız alın, eczaneden alın. Cildiniz hayatınız boyunca sadece bir kere sahip olabileceğiniz ve iyi bakmanız gereken yegane giysinizdir.


Sağlık Sayfam güzel, sağlıklı, huzurlu günler diler...

17 Ocak 2014 Cuma

Bembeyaz Dişler Hayal Değil

Tonlarca para dökülen kremler, cilt bakımları, rujlar, kalemler... Cildimizde kusurlu olan her yeri makyaj hileleriyle kapatabiliyoruz, dişler hariç! Mükemmel görünmenin, bir gülüşle karşınızdakini etkilemenin yolu ışıl ışıl parlayan, bembeyaz dişlere sahip olmaktan geçiyor. Peki mükemmel dişlere sahip olmak için ne yapmalı, nelerden kaçınmalı, nelere dikkat etmeli?
Öncelikle dişleri sarartan unsurlara değinelim;
-Gün içerisinde çay ve kahvenin aşırı tüketimi dişlere oldukça zarar veriyor.
-Asitli içecekler, özellikle kola, diş minelerini zedeleyebiliyor.
-Bilindiği üzere, sigara kullanımı da dişleri oldukça sarartıyor.
Elbette öncelikle bu 3 maddeden uzak durmak gerekiyor. Peki bembeyaz dişlere sahip olmak için püf noktaları neler?
-Dişlerinizi ve sabah kalktığınızda ve gece yatarken mutlaka fırçalamalısınız. Karbonat içeren, ekstra beyazlatıcı diş macunlarını piyasada kolaylıkla bulabilirsiniz. Ayrıca diş ipi de kullanmanız da fayda var.
-Çoğunlukla atlanır ve dayanması zordur ama; dilinizi de mutlaka fırçalayıp üzerindeki plak tabakasını atmalısınız. Dilinizi fırçalamadan tam anlamıyla ferah bir nefese kavuşamazsınız.
-Yemekten kalktıktan hemen sonra dişlerinizi fırçalamak diş minelerinize zarar verebilir. En az 1 saat geçmesini beklemelisiniz.
-Elma, havuç, çilek, kereviz gibi yerken dişleri temizleyen ve aynı zamanda beyazlatan besinler tüketebilirsiniz.
-Haftada 2 kez olmak üzere diş fırçanıza karbonat döküp dişlerinizi fırçalayabilirsiniz.
-Sabahları elma sirkesi ile gargara yapabilirsiniz. Elma sirkesi beyazlatıcı özelliği yanında, karbonat ile karışırılırsa diş macunu özelliği kazanır.
-Portakal kabuğunun beyaz kısmı ile dişlerinize hafifçe masaj yapıp beyazlamalarını sağlayabilirsiniz.
-Yarım çay bardağı suyun içerisine bir kaç kaşığı karbonat ekleyerek evde kendi ağız gargaranızı yapabilir, plak ve çürük oluşumundan korunabilirsiniz.
Bembeyaz dişlerin yanında, ferah bir nefes de olmazsa olmaz. Nefesimizi verip koklamaya çalışırsak kötü bir koku varsa bile anlayamayız. Çünkü nefes kokumuz hep bizimle olduğu için burnumuza garip gelmez. Nefesinizin gerçek kokusunu öğrenmek için, dilinizle elinizi yalayın ve sonra koklayın.
Eğer kötü bir nefes kokunuz varsa ve diş fırçalayamayacak bir ortamdaysanız, mutlaka yanınızda naneli ağız spreyleri, sakız veya karanfil taşıyın.
Hepinize sağlıklı, mutlu günler...

16 Ocak 2014 Perşembe

Erken Bosalmaya Spreyli Cozum

Erken bosalma sorunu bir cok erkegin kabusu denilebilinir. Ozellikle cok itiraf edilemeyen bir durum olan erken bosalma icin cesitli yontmeler bulunmakta. Suan piyasada bulunan ve ozellikle sprey seklinde satilan erken bosalmayi onleyici urunlere bir yenisi daha ekleniyor, ve anlatildigina gore diger benzerlerinin papucunu dama atacak gibi gorunuyor.




 Dr. Vyllie, yeni ilaç üzerinde yapılan

11 Ocak 2014 Cumartesi

Vucuttaki En Erotik Bolgeler Nereler?

Ingiltere'de bir unuversitede yapilan arastirma sonucu vucutta bulunan en erotik bolgeler secilmis.

Ankete katilanlara vucudumuzda yer alan 41 bolgeden hangilerini seksi bulduklari sorulmus ve 10 uzerinden bir puan vererek degerlendirilmeleri istenmis. Iste yapilan anket sonrasi cikan sonuclar su sekilde gerceklesmis:




Kadinlar icin
Dudak ve ağız: 7.9
Çıplak omuzlar ve boyun: 7.5
Kalçalar:

10 Ocak 2014 Cuma

İç Kaslar İçin Pilates

İnsanların vücutlarını devamlı olarak formda ve diri tutabilmeleri için bir takım teknikler bulunmaktadır. Özellikle eklem bölgesi ve iç kasların çalıştırılması ve sağlıklı bir şekilde kullanılabilmesi günümüz şartlarında oldukça zor olan şeylerden birisidir. Ancak pilates egzersizleri sayesinde modern tıp biliminin çaresiz kaldığı birçok şey yapılabilmektedir. Ankara pilates salonları ile artık

Dogum Sonrasi Cinsel Isteksizlik

Hamilelik donemi sonrasi bayanlar ister sezeryan ister normal dogum ile bebeklerini dunyaya getirmis olsunlar lohusalik donemi diye tabir ettigimiz donem ve sonrasinda eslerine karsiz cinsel isteksizlik sorunu ile karsilasabilirler. Hamilelik donemi ve sonrasi eslerin birbirleriyle cinsel yakinlasma zamanlarinin azligi ve yeni bir canin dunyaya gelmesi bu sogumanin baslica tetikleyicisidir.