
Kamuoyunda balla ilgili büyük bir bilgi kirliliği var. Doğanın bir mucizesi olan balı insanlara doğru şekilde anlatabilmek ve akıllardaki soru işaretlerini kaldırabilmek, bizler için son derece önemli.
Açıkta satılan bal, kontrolsüz baldır
Balla ilgili doğru bilinen yanlışların başında açıkta satılan balların daha sağlıklı ve katkısız olduğu inancı geliyor. Açıkta satılan ballar, kontrolü yapılmayan ve içeriği bilinmeyen ballardır. Laboratuvar ortamında test edilmedikleri için açık balların içerisinde ticari glikoz katkısının, antibiyotik gibi kalıntıların olup olmadığını bilemezsiniz.

Analizler olmadan balın gerçekliğini tespit etmek imkansız
Balın doğal olup olmadığını tadından, renginden, kokusundan, akışkanlığından anlamak imkansızdır. Yalnızca tüm analizlerin yapılabildiği, teknik donanımı yeterli laboratuvarlarda balın gerçek ya da sahte olduğu anlaşılabilmektedir.
Kaliteli, yenebilir, sağlıklı ve doğal bal sofralara ulaşana kadar 70 ayrı analizden geçiyor. Bunların ilki, her tenekeden tek tek numune alınarak yapılan, balda ticari glikoz olup olmadığının kontrol edildiği ticari glikoz analizidir. Ardından balın cinsinin, balın su içeriğinin belirlendiği analizler yapılmaktadır. Fruktoz, glikoz, sakkaroz gibi analizlerle balda olması gereken doğal şeker miktarları kontrol ediliyor. Bu analizlerle bala dışarıdan müdahale olup olmadığı anlaşılıyor. Bunun yanında, arıya çiçeklenme döneminde şeker yedirilip yedirilmediği de analizler neticesinde ortaya çıkıyor.
Polen analizi ile arının hangi çiçekten polen topladığı belirleniyor. Bal ile ilgili analizler bununla da sınırlı değil. Arıyı hastalıklara karşı korumak için antibiyotik verilip verilmediği balda tespit ediliyor. Antibiyotik verilmesi kesinlikle sakıncalı bulunuyor. Bitkilerde kullanılan ilaçların bala geçip geçmediğinin de analizi yapılıyor. Bala yol kenarındaki asfalttan, egzoz gazından ya da tenekeden zararlı metallerin bulaşıp bulaşmadığı kontrol ediliyor. Balda bakır, kurşun, çinko, kadmiyum gibi bu ağır metallerin olup olmadığı da analizlerle tespit ediliyor.

Bal içerisinde doğal olarak bulunan en yaygın şekerler glikoz ve fruktozdur. Eğer bitkinin nektarında glikoz oranı fazla ise bal zamanla kristalize olur. Balda fruktoz miktarı fazla ise bal daha uzun süre kristalize olmadan saklanabilir. Balın kristalize olması balın bileşimine (glikoz ve su), partiküllerin varlığı (polen vb.) ve depolama sıcaklığı ile ilişkilidir. Kristalizasyonun gerçekleşmesi için en uygun sıcaklık 14°C'dir.
Petek bal, süzme baldan daha sağlıklı değildir
Süzme bal ile petek bal arasında bileşim olarak fark yoktur. Her ikisinin de besin değerleri aynıdır. Petek bal tüketmenin insan sağlığı açısından süzme bala oranla hiçbir avantajı yoktur. Biz petek bal tüketilmesini sağlıklı bulmuyoruz. Çünkü süzme bal, tüm peteklerden elde edilip homojen bir karışım oluşturulduktan sonra analizleri yapılarak kontrol edilmektedir. Petek balda ise, tek tek her peteğin analizinin yapılması teknik olarak zor ve zahmetlidir, hatta imkansız denilebilir. Bu nedenle, kontrolünün yapıldığından emin olduğunuz balları tüketmenizi tavsiye ediyoruz.
Markalı ürünleri tercih etmek gerekiyor
Balın doğal olup olmadığını akıtarak, yakarak, tadarak ya da koklayarak anlamak imkansız olduğundan tüketicilerimize önerimiz markalı, bütün kontrolleri yapılmış olan ürünleri tercih etmeleridir. Kontrolsüz, açıkta satılan, bir sorun ile karşılaşıldığında muhatabı bulunamayan ürünleri tercih etmemeleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder